Paris

 

Işık Şehir Paris
  Moda ve lüksün başkenti Paris aynı zamanda birçok tarihi mekana da ev sahipliği yapar. Gidilesi, görülesi bir kenttir Paris. Müzeleri, ünlü kafeleri, köprüleri, şehri ikiye ayıran ünlü Sen Nehri, tarihi binaları ve en önemlisi Eyfel Kulesi görülmeye değer...

  
     Eyfel Kulesi tüm dünyada Fransa'nın sembolü halini almıştır. İsmini, inşa ettiren firma olan Gustave Eiffel'den alır. En büyük turizm cazibelerinden biri olan Eyfel Kulesi, yılda 6 milyon turist çeker. 2002 yılında toplam ziyaretçi sayısı 200 milyona ulaşmıştır.
Ancak kule, onu bir utanç lekesi olarak gören Paris halkının tepkisini de çekmiştir. Bazı sanatçılar devasa bir sokak lambasına benzetirken, bir fabrika bacası gibi Paris'in görsel itibarını zedeleyeceğini ileri sürmüşlerdir. Böylelikle devrin sanatçı ve edebiyatçı çevresinde bir kampanya başlatılmış, bu kampanya süresince ünlü sanatçıların imzaladığı bildiriler dağıtılmıştır. Bugün ise Eyfel Kulesi, Dünya'nın en güzel mimari yapılarından biri olarak kabul edilir. Parisliler onu Demir Bayan olarak adlandırırlar. İlk başlarda Eiffel, Kule'ye sadece 20 yıl için müsaade almıştı. Dolayısıyla, 1909 yılında kulenin sökülmesi gerekiyordu. Ancak kule, iletişim için çok uygun yüksekliğe ulaştığından ve yeni yüzyılda Atlantik ötesi haberleşmeye imkân tanıdığından, kalmasına izin verildi.




    Louvre Müzesi: Bu bina 1200'lerde inşa edilmiş olup, ilk restorasyonu 16. yüzyılın ortalarında yapılmış ve Kraliyet Binası olarak hizmet vermeye hazır hale gelmiştir. 1793 yılında ise müzeye dönüştürülmüştür.
1980'lerde  'Büyük Projeler' kapsamında müzeye 21 m yüksekliğinde bir cam piramit eklenmiştir. Bu ekleme birçok ödül almıştır. Her gün binlerce insan müzeyi ziyaret etmektedir.  Müzede tablolar, heykeller ve antikaların yanı sıra Mona Lisa, Venus de Milo gibi ünlü eserler de görülebilir.





     Notre-Dame Katedrali: Bu katedral gotik mimari özellikleri taşımaktadır. 1163 yılında inşa edilmeye başlanmış ve 1345’te tamamlanmıştır. Katedral, birbirinden farklı üç kapıya sahiptir ve bu kapılardaki mimari güzellik dikkat çekicidir. Katedralin içinde çok büyük bir kilise orgu vardır. Kulelerinden Paris'i izlemek de ayrı bir keyiftir.
 



   
    Sainte Chapelle: Sainte Chapelle, adını, mimarından almıştır. 1242 yılında inşa edilmeye başlanmış ve de 1247’da tamamlanmıştır. Daha sonra restore edilmesine rağmen eski havasını yitirmemiştir.





    Seine Nehri: Paris’i güney ve kuzey olarak ikiye bölen nehirdir. 1991 yılında nehrin çevresi dünya mirası listesine alınmıştır. Kıyıları zarif parklarla doludur. Çevrede sayısız tarihi kalıntılar vardır, turistleri oldukça çeken bir bölgedir. Ayrıca her biri ayrı özellikler taşıyan köprüler de bu bölgede görülmeye değerdir. Kentte toplam 35 köprü bulunmaktadır.


    Moulin Rouge: Kırmızı Değirmen anlamına gelen ünlü bir gece kulübü/kabare’dir. Pigalle semtinde bulunur. Dünyaca ünlüdür. Aynı isimli filmden sonra daha da ünlenmiştir. Elit erotik şovlar, orijinal eğlence programları ve danslarıyla pek çok turisti ağırlamaktadır. Moulin Rouge, ilginç bina tasarımıyla da pek çok benzer binaya öncülük etmiş, tarz oluşturmuştur. Bu anlamda, yaşayan bir müze gibidir.



    Orsay Müzesi: Seine Nehri’nin solunda kalan eski tren garı’nın içinde yer alan bu müzede 1800’lü yıllara ait resimler, heykeller ve fotoğraflar yer almaktadır. Tren garı olan müze binası 1900 yılında tamamlanmıştır. 1939’dan sonra istasyonların uzun trenler için uygun olmamasından dolayı ulaşıma kapanmıştır ve 1977 yılında müze haline getirilmesine karar verilmiş, 1986’da müze haline gelmiştir. Lille caddesinde bulunan Orsay Müzesi, her yıl iki milyon insan tarafından ziyaret edilmektedir.


    EuroDisney: Avrupa’nın en büyük eğlence merkezlerinden biri olup, size bir masal dünyası sunan Euro Disney’de, Disney kahramanlarının geçit törenini izleyebilir, Frontierland’da bir maden trenine binip, köprülerden geçerek, eğlencenin doruklarına ulaşabilir, ardından Karayip Korsanlarını izleyebilirsiniz



    Champs - Elysées: Bu cadde, kaliteli yemek yiyebileceğiniz, içki içebileceğiniz yerlerden biridir. Dünyanın en güzel bulvarı olarak da geçer. 1950 m. uzunluğundadır. Burada fast-food restoranları, araba galerileri ve sinemaları bulabilirsiniz. Bu cadde, genelde insanların akşamüstü yürüyüşü yapmak ve lüks butiklerde alışveriş yapmak için geldiği yerlerdendir. Bu bulvarın batıdaki son noktası Zafer Takı (Arc de Triomphe)'dır. Bu tarihi yapının altında 1. Dünya Savaşı'nda hayatını kaybetmiş askerlerin anıtı vardır.